24 Mart 2016 Perşembe

Şövalye Teyzesi Olmak

Merhaba dostlar ;

Öncelikle tam 93 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk Time Dergisi'ne kapak olmuş ... Bunu biliyor muydunuz ; tam bugün ...  Az önce yine iç karartıcı haberler ile boğuşurken fark ettim , unutmuşum ...

Bu arada şehit vermeye devam ediyoruz . Gündem değişiyor ama şehit haberlerinin ardı arkası kesilmiyor . Her an ocaklara ateşler düşüyor ... Biz utanca boğulmaya devam ediyoruz .

Dün biraz umut , neşe , enerji kazanalım diye bir film seyrettim . ' Çok Pişmiş '
Niyetim film hakkında kısa sohbetti ; ama yine yüreğimdekileri dökmeden gidemeyeceğim .

Hani sosyal medyada okudum demiştim ... İçimi acıtan ,  kafamda dönen bir kelime var ya ;
"bu benim suçum mu"
Buldum sizler için ... O kadar çok çalıştığı çocuk , genç , büyük insan travması var ki ....
Cemre Soysal twitter hesabında paylaşmış ; herkese açık bir hesap olduğu için paylaşıyorum :
 " Tecavüze uğramış bir çocukla hiç yüzleştiniz mi? Ben aylarca seans yaptım. Ve aylarca şunu sordu "bu benim suçum mu"   " CemreSoysal profili için

Dün önerge iptali nedeniyle inanılmaz bir şok yaşadık . Ancak çocuk için art niyetsiz , parti , siyasal kimlik gözetmeden birleşip tek yürek olununca .... Çocuk istismarıyla ilgili ortak bir araştırma komisyonu önergesinin Meclis'te görüşülerek kurulacağı söylendi ....

Ha bu arada pedofili hep varmış ... Eeeeeee yaniiiii ... Bu ne demek ...? Biri bana anlatsın lütfen .. Doğal mı ? Savunalım mı ? Neyin kafasındayız ? ....

Fransa'da yaşayan bir arkadaşım ile yaptığım görüşme sonrasında paylaşmam gerekenler var diye düşündüm ... Hani dedim ya dün Fransa'da bir prens teyzesiyim ... Uzaktan takipteyiz yakışıklımızı ...
Arkadaşım aslında benim minnak kardeşimin can dostlarından ... E bizim ailenin bir parçası yani ... Anne ve babamın uzaktaki kızları ... Hastalansa , üzülse onlar burada on kat üzülüp ; duaya başlar yani ...
Bizim hatun esasında sıkı bir çalışma delisi idi ... Ama öyle böyle değil ... Tuttuğunu koparan , zeki , cesaretli , bilgili ...  İstanbul'da önemli yerlerin işletmeciliğini yapan cevval hatunlardan ... Eş dost çevresi öyle bir kültür yelpazesindeydi ki aklınız durur ... Hadi canım bunu da mı tanır ?
Bu ne alaka ? diye şaşacağınız bir çevre ... Bunları niye mi diyorum ; hava atıp ahkam kesmek değil amacım ... Öyle değişik , zor , çevrelerde yer aldı ; öyle insanlarla başa çıktı ki ... Onu anlatıp hatunun cevheri gösterebilmek amacım ... İş kadını olarak gözü kendini bile görmezdi ... Sağlığı mı bozulacak ; önce iş derdi ....
Neyse bir gün bizimki bir Fransız eğitimci ile tanıştım ; evleniyorum dedi ... Biz şok ... Aşk ...
Her şeyi bıraktı ve Fransa'ya gitti ... Güney Fransa taraflarında bu çevresiyle zerre kadar alakası olmayan kendi halinde bir yer ... Doğayı seven biri olarak pek sevdi buraları ... Bir gün anne oluyorum haberini verdi ... Biz telaşa kapıldık , sevinemedik ... Sağlığı nedeniyle büyük risk demekti ... Allah'a şükür her şey yolunda gitti . Ataol Henri ile 2014 yılında tanıştık . Az biraz Türkçe ve bol Fransızca anlaşmalar ....

Arabada kucağımıza yattığında telefon ile çektiğim bir fotoğraf ... Gülüşüne bak ; melek ...
Ataol gülünce
2014 İstanbul tatilleri sırasında yaşadığım anlardan birini anlatmadan geçemeyeceğim :
Annesi ve kardeşim markete girdiler . O arada ben çocuğu oyalayacağım . Fransızca bilen 3 yaşında çocuk ... Gözünün içine bakıyor ... Soruyor , anlatıyor ... Anla anlayabilirsen ... İşte araba geçiyor , bak bu otobüs , kamyon derken o arada annesi söylemişti önceden iş makinalarına ilgisi var ve Fransızcası şu ... Heyyo bildiğim bir şey , ben mutlu çocuğum mutlu ...  Derken bol bol taksi geçiyor ; taksi çok kolay Fransız için bu da şahane ... Ama araba görünce de taksi demeye başladı . Ben doğrucu Davud her şey düzgün olmalı ya ... Çocuğa taksi sarı renk ve başında bak şapka var dedim ... Çocuğuma bir güzel oyun geldi . Bu taksi şapka ... Bu araba ...  O anlar bir oyun şeklinde geçip gitti . Sonra güneyde devam eden tatil zamanında Ataol'a şapka ne demek anlatmaya çalışmışlar ... Çünkü benim sayemde çocuğum o şapka olamaz , şapka taksinin başında diyormuş ... Rezil ben .....
Arkadaşımın o dönem anlattıklarından ; Fransa'da hamile bayanları uzaktan bile görseler ; araba , yaya farketmez  öncelik hamile bayanda ... Yine bebek arabası görseler aynı  şey geçerli ... diyordu ...

Şimdi Ataol 5 yaşında ... Telefonlarda yapmış olduğumuz görüşmelerin çoğu ; Ataol hakkında ...
Bizim cevval iş kadını dünyanın en zor mesleğini yapıyor . Hem anne , hem baba , hem arkadaş , hem koruyucu meleği ....

Bu resmi bu yıl çizdi ... Ataol'un uçan dairesi ve uzaylısı ....
Ataol'un uçan dairesi ve uzaylısı
Biliyor musunuz; 3 yaşında aldığımız hediyeleri hatırlıyor ve kardeşimde unuttuğu oyuncağını ....

Yanından geçtiği kadın için annesine ; THY gibi kokuyor diyor ... Kafasında ne çağrıştırdıysa ...

Telefonda ben annesiyle konuşurken ; annesi benden aldığı vefat haberlerine farklı tepki veriyor diye ne olduğunu soruyor . Annesi bir yakınını kaybetmiş diye söyleyince ; annesiyle uğraşmayı bırakıp geri geri duvara doğru gitme pozisyonu alıyor . Çocuğum bu yaşta kaybı biliyor , acıyı , üzüntüyü ...

Annesi ile yolda yürürken bir gün çocukluk damarı coşmuş ve başlamış ağlayıp , söylenmeye .... Annesinin de aklına gelmiş ; şunu videoya alayım da susunca izleteyim , halini görsün ... Bunu farkeden bizimki anında susmuş . Parmağını annesine çevirmiş ;
 " Benim iznim olmadan beni görüntüleyemezsin . Özelim o benim . Çocuk hakları var .  "
Anneyi düşünün .... Daha sonra az biraz seyredip ;  " Tabi biraz yanlış hareketler yapmıştım .  " demiş ve kalanını seyretmemiş .

Bir gün sınıf arkadaşı bir kız ve bizimkisi ile anne yollarda yine ... Kızın babası arkadaşımı arıyor ve çocuğunu almaya geleceğini söylüyor . Arkadaşım da ' seni baban almaya geliyormuş ' diyor doğal olarak ... Vay sen misin bunu söyleyen .... İki kafadar başlıyorlar söylenmeye ;
 " Siz büyükler hep yalancısınız . Biz Ataol ile evde atıştırmalık yiyecektik . Pasta var demiştiniz . Size gidecektik . Yalancı büyükler .....  " diye protesto gösterisi .....
E tabi kızın annesinin iş yerine gidilip durum anlatılmış , baba aranmış ve verilen söz gerçekleşmiş .

Güler misin , ağlar mısın , kızar mısın .... ? Tüm bunları okullarda öğretiyorlar diyor arkadaşım .

Fransa'da gerçekleşen terör eylemleri döneminde ; Paris'e  uzakta olmalarına rağmen okulların kapısından içeriye anne babalar bile alınmamış . Çocuk koruma amaçlı ...

Babası daha 2014 yılında çocuğu terör yeri İstanbul diye zor ikna olup yollamıştı ... Peki şimdi ne olacak ?

Bu arada anlatmadan geçemeyeceğim yine ... Ataol 3 yaşındayken anaokulunda sevgilisi varmış . O zaman Ataol prens , kız prenses idi ... Öyle anlatıyordu , gözleri parlayarak ... Başka kimseleri beğenmiyordu ... Nasıl olduysa kardeşim ve beni beğendi .... Hatta annesine bana prenses elbisesi almaya gitmesi gerektiğini söylüyordu ... Şimdilerde o sevgilisi evlenmek istediği için onu pek istemiyormuş ... Yine sevgililermiş ama şu protestocu güzel var ya o da sevgilisi olmuşmuş ....
Çünkü protestocu güzel evlenmek istememiş daha ....

Öğrendiğim yeni habere göre ; dün sabah okula giderken asla prens olmayacağını ve Küçük Prens'i sevmediğini söylemiş . Neden mi ...?
" Küçük Prens'in kendi gezegeni var . Benim yok ... Üstelik güller de soluyor ....  "

Ben bundan sonra Fransa'da yaşayan şövalye teyzesiyim ; çaktırmayın ... Prens yok ....

Okulda bugün karnaval varmış ve Ataol şövalye kıyafetiyle gitmiş ... 
Sabah beşte annesinin yanına gidip ; ' anne kalk , sabah oldu ' demiş .  Annesi saat sesini duyana kadar  git yat demiş . Sonra yine gelmiş ; ' anne uyan , kahvaltı hazır '  Tabureye çıkmış da öyle hazırlamış ve masada her şey yerli yerindeymiş . ' Anne bi çay yok ...' Annesinin çay sevdiğini biliyor ve kendisi yapamaz ya ....  Annesi gelmeden de yememiş . ' Arada beklerken boyama yaptım , anne ...' diyormuş ...
Yeni maceralar bekliyorum ....
Allah'a emanet hepsi ...

Arkadaşım dün sosyal medyada bir yazısında paylaşmış ;
 " Bildiğiniz gibi Fransa'da yaşıyorum . Burada 18 yaşını doldurmamış bir çocukla bir öğretmenin yalnız kalması yasak !  "

Ben şimdi arkadaşıma ülkene dön diyeyim mi ....? Yoksa ;orada kal .... Hasret çekmek daha mı iyi diyeyim ....?

Çocuklar , çocuklarımız .... Akıllarından geçenler .... Bizler sayesinde yaşadıkları ...

Bir hayli ondan ona atlanan konular oldu ama umarım alt başlıkları anlatabilmeyi başarmışımdır ...

Ve lütfen ama lütfen artık ;
Güzel bir dünya , umutlu yarınlar ve insanca yaşam hakkında konuşalım olur mu ?
Tüm dua ve amacımız bu olsun ....
Sevgiyle kalın ....





13 yorum:

  1. Hiç gelmesin, ben dönün diyemiyorum gidenlere... :( Ama en azından dün önergeyi reddettiklerinde bir şeyi fark ettik, biraz toplumsal tepki çok şey değiştirebilir ki, sosyal medya ve bireysel tepkilerimiz meclisteki kararı değiştirdi. O kadın demeye dilim varmayan vicdansızı da görevden alsalar!
    Çocukların masumiyeti o kadar başka ki... Anaokulu aşklarını yeğenlerimde bende gözlemledim, çok tatlılardı.
    Güzel günler görelim, güneşli günler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyemiyorum ki .....
      Bir olmayı öğrenebilir miyiz dersin ...?
      Umarım güneşli, , aydınlık , huzur ve kahkaha dolu yarınlar gelecek ...,
      Pek yakında ...

      Sil
  2. Ahh canım benim Ataol'a maşallah dedim bu yaşta bu kadar güzel şeyleri bilmek ve farkında olmak oldukça zor. Nedense dönmeseler daha iyi diyorum ama bir yandan da dünyada ki en zor şey hasretlik bunu da biliyorum. O bayanın konuşmalarını gördükçe inan tahammül bile edemiyorum. Bugün Change.org'da kampanya başlatılmış vaktin olursa bak derim..

    Linkini'de buraya bıraktım: https://www.change.org/p/sema-ramazanoğlu-bakanlık-görevinden-derhal-alınsın-benbirkulum1?source_location=discover_feed

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim , bu farkındalıkları buradaki çocuklarda yaşayabilir . Keşke çocuklarımıza gerekli eğitim okulda düzgün bir şekilde verilebilse ...
      Dönmemek sanki iyi gibi yüreğe taş basmak ve iyi olduklarını bilmek ... Bilemiyorum ki...

      Teşekkür ediyorum bilgi için canım, ilk fırsatta bakacağım...
      Sevgiyle kal e mi

      Sil
    2. dediğin gibi keşke her çocuk bunun bilincinde olsa okula gitsin de 2 saat kafam rahat etsin dersek olmaz ki.. blogger anneleri okudukça nasıl heyecanlanıyorum bir sürü etkinlik yapıyorlar çocukları için eğitici bilgiler yazıyorlar..

      herkes okusa bilinçlenmeye çalışsa elbet düzelmeye başlar... musmutlu günlerin olsun :))

      Sil
  3. O kurulan araştırma komisyonunun ne kadar çalışacağı da şüpheli bence. Sonuçta çocuk istismarları inanılmaz arttı ve bu durumdan kesinlikle rahatsız olmayan vekillerimiz var. Hatta kendi elemanlarına birşey olmasın diye savunacak kadar aşağılık kişiler bunlar. Ülke ne hale geldi....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah yardımcımız olsun inşallah ... Ve umarım hepimizi utandırırlar ...,
      Allah'a emanet yaşıyoruz ...

      Sil
  4. gerçekten de dönmesinler canım. cehenneme döndü burası ya. bizler de en iyisi kanadaya felan gidelim. Küçük Prens olamayacağını mı düşünmüş :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilemedim ki ne yapsak .... Keşke bir bilen olsa be canım ...
      Küçük Prens gibi ona ait bir dünya yokmuş ondan :)

      Sil
  5. Çok içten, sıcacık bir yazı olmuş. Ataol'un tertemiz düşünceleri ne güzel ve beş yaşa göre muhteşem bir resim. Minik Dali'ye sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenmiş olmana gerçekten sevindim arkadaşım .
      Çocukların hepsinin kafasındakiler öyle masum ki.... Allah korusun onları ...
      Bizden de kucak dolusu sevgiler

      Sil
  6. ne güzel bir yazı olmuş bu yaa. bi deeee filmlerden biliyoz, güney fransa kırlık ve çok güzel yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok ama çoookkk teşekkür ediyorum ...
      Evet filmlerden ... Şahane görünüyor
      sevgiler

      Sil

Laf aramızda; yorumlarınızla minik sihirli dokunuşlar yapabilirsiniz ...
Destek olalım istemez misiniz?
Gözüm yorumlarınızda ....

Killing Eve

  İngiliz yazar Luke Jennings'in , Codename Villanelle adlı kitaplarından uyarlanan ve BBC’nin düşük bütçe ile çektiği kaliteli yapımla...