Heidi

Ailece büyük bir sabırsızlıkla beklediğimiz Heidi ...
Gerçekten annem , babam , ben , kardeşlerim ...
Yaşını başını almış kocaman insanlar ...
Heidi çizgi filminin tadını doyasıya yaşayanlar yani ...
Şimdiki çocuklara anlatmadıysanız , seyrettirip tanıştırmadıysanız ; zaten böyle bir heyecana girmelerini bekleyemezsiniz ...
Hikayeyi hepimiz biliyoruz demek istiyorum ...
İzlesem mi yoksa çizgi filminin tadı bozulur mu diye düşünmedim değil ...
İzledim izledim ...
Ama önce ilk müziğiyle , çizgisiyle benim çocukluğumun Heidi 'sini bir hatırlayalım istedim ...



Nisan ayında ülkemizde vizyona giren film, yazar Johanna Spyri 'nin romanından 2015 yılında sinemaya uyarlandı . Aile türünde olan Heidi filmi ; Almanya, İsviçre yapımı ...
Bildiğimiz konunun üzerinden geçersek ;
Heidi , teyzesi tarafından İsviçre Alplerinde yaşayan büyükbabasının yanına bırakılır . Burada büyükbabası hakkında anlatılanlara rağmen mutlu ve sevgi dolu çocukluk yaşamaya başlar . Küçük keçi çobanı Peter ile Heidi dostluğu başlar ve dağlarda birlikte eğlenceli vakit geçirirler . Ta ki teyze yeniden köye gelerek Heidi 'yi Frankfurt’da yaşayan Sesemann ailesinin yanına götürene kadar ... Ailenin tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşayan kızı için bu ailenin yanına gelen Heidi ve Clara arasında güzel bir dostluk başlar . Bambaşka yaşamlar ve kültürler arasında büyüyen çocuklar için bu bir engel oluşturmaz . Heidi ; büyükbabasının , dağların , Peter'in özlemiyle günlerini geçirir ... 

İnternetten alınan görseller ile hazırladığım kolaj

Heidi rolündeki küçük kız her ne kadar bazen küçük bir oğlan çocuğu gibi görünse de o muhteşem sihirli gülümsemeye sahip ... Bence olmuş ... Suratı inanılmaz sevimli ...

Yürekten gülümsemeler olsun .... Yine internetten alınan görseller

Filmi izlerken Alpler 'in dağlarının tertemiz havasının ciğerlere dolduğunu hissedebilirsiniz .
Tam benlik görsel bir şölen ... Heidi olup keçilere sarılmak ve çayırlarda yuvarlanmak ...

Her zamanki gibi filmlerde beni rahatsız eden tek şey ; hızlı çekim gibi arka arkaya konuların bağlanması idi ... Hatta bağ bile denemez ... Atlı kovalamış da hadi finale koş deeeehhhhh olmuş ... Arada o kadar olaylar , ayrıntılar ve duygular yitip gitmişti ki , örgü bağlantı kopmuş . Yaptık mı yaptık gibi olmuş . Oradan oraya atlanmış ... Sanki filmin ruhu kaçmış ....
O kadar saçma filmleri seri halde izliyoruz ki , keşke böyle güzel görsel şölen seri olsaydı ... Tadını çıkarsaydık ... Çocuklar da bir sürü saçma anime ya da film yerine kaliteli bir film seyretme şansını yakalasaydı ... İçeriği dolu dolu o kadar güzel duygular barındıran ...
Umduğumu bulamadım ... Belki hikayeyi çok iyi bildiğimden bana o his geldi , bilemiyorum ...

Eğer sizler de benim gibi Heidi çocuğu iseniz ; Heidi'nin koştuğu tepeleri , yuvarlandığı çimleri ,  keçileriyle , sevdikleriyle yaşadığı çevreyi görmek için bile izlenebilir diyorum ben yine de  .....

Seyrettiğimiz film , çizgi film ve kitapta ; minik bir prenses hayatı değil de tam sıradan bir çocuğun hayatını yaşadığımız için belki bu kadar bizi kendine bağladı ...

Filmi izledikten sonra kalktım ve kitaplığımda kitabını aradım , buldum da ....
Bakınız ne büyük aşk bizim için ; birtanecik kuzum yeğenimin odasının duvarına kızkardeşim çizdi .
O minik kuş resmi ise ; o zamanlar anaokulu öğrencisi ressamımızın şaheseri ; birtanecik kuzum

Bizim evin Heidi dünyası .... Gözüm üzerinizde ...

O kitabı okurken hep hayal eder , düşünürdüm ....
Hatta heveslenirdim de ....
Hiç unutmam ki ufakta değildim bunu yaptığımda ....
Bir gün bizim tontiler  ( o zaman genç tabi o ayrı ) evde yok ... Yine kaçıncı kez kitabı okumuşum , çizgi filmi seyretmişim bilmiyorum .... O kadar özendim ki ; açtım dolabı , beyaz peyniri taktım çatalın ucuna ... Doğru ocak başına , ama bildiğin bizim evlerde yemek pişirdiğimiz ....
Bir o tarafı bir bu tarafı çevir çevir pişir peyniri ... Koku güzel de gelmiyor .... Beyaz peynirin bazı yerleri siyahlaştı da .... Tadı nasıl acaba dedim ; ayyyy bu muymuş o peynir şapırdatmaları ııııııyyyyyyyy  .....
Tamam hepinizin komiği ben oldum bugün ... Haksız değilsiniz ki ... Gülün doya doya ....
Gel gör ki hala büyükbaba ve Heidi'nin o peynir sahneleri beni benden alır ....

İnternetten bulabildiğim peynir sahneleri ...

Ard niyetsiz dostluklar , cinsiyetsiz hem de .....
Niye mi öyle dedim ?
Bir düşünsenize kırlarda yuvarlanan kız çocuğu , üzerinde elbise bile yok .... Yanında da erkek çocuğu ...
İzlememize neden tek güzellik dostlukları ...
Dostluk bağı yeni gelen başka bir dostu kıskanacak kadar da güçlü ....
Şimdiki prenses prensini bekledi , öptü öpecek durumlarından uzak ... Onları da seviyorum ama bunun tadının başkalığını anlatmaya çalışıyorum ...  Şimdiki filmler , animasyonlar hep aynı senaryodan gitmese keşke diyorum ....

Bizim kuzu da bir zamanlar minikdi ... Barbie , Winks Kızları serileri vs dört gözle beklenen dönemlerin çocuklarından yani ... Ama ailece hedefimiz , seçilmiş olanları izlesin yavaş yavaş diğer filmlere geçsin idi ... Elden geldiğince ....
Heidi seyretti , sevdi ve çoğu zaman da kocaman masum çocuk yüreğiyle ona çok benzerdi ... Bizim evimizin Heidi'si ...
Şeker Kız bulduk , Arı Maya bulduk , Pembe Panter , Temel Reis , Keloğlan bile bulduk ...
Walt Disney olmazsa olmazlarımızdı tabi ki ...  Hatta neredeyse koleksiyon yaptık ... Pixar animeleri serisi hala durur ...
Teyzesi E.T. buldu ... Korktu ama merakla sevdi izledi ... Annesi Alf ile de tanıştırdı ...
Çünkü annesi karnında başladı onunla konuşmaya , müzik dinletmeye ... Kucağında çorba yaparken de çorbanın yapımını anlatarak devam etti ...
Tanıttık , tanıştırdık ..
Hatta büyüdükçe tanıştırmalarımız değiştirerek sürdürdük ...
Müzik çeşitlerini en küçücük haliyle dinletirdik .
Hiç unutmam minik 4 - 5 yaşları Chris de Burgh 'den ' carry me like a fire in your heart' dinliyorum ... Suratıma baktı ; ' ne kadar içini böyle acıtır gibi hani böyle onu alıp götüren duygulu şarkı bu ' gibi bir şey dedi ... İfadeyi net bir hatırlasam , inanamazdınız ... Dinlediklerine yorum da yapardı yani ...
Zeki Müren kim biliyordu ... Cem Adrian gırtlak ses tellerinin uzunluğundan kaynaklı o ses rengini bildiği kadar ....
Yine benimle ilgili bir anı ; Alessandro Safina ile tanıştırayım dedim ... Luna bilgisayardan özel bir çekim video izliyoruz . Dedim ki ;
'Ay ne kadar yakışıklı teyzeciğim , bayılıyorum  bu adama  '
Sakin sakin bir ekrana bir de bana baktı o kocaman gözlerini açarak ;
' İyi de teyzeciğim o güzel sarışın kız dururken seni ne yapsın kiiii .... '
Hiç sıkılmadan gülün siz .... Ben gülsem mi kendimi bir yerlerden atsam mı bilemedim ....
Şimdi kocaman bir genç kız , artık kendi doğruları ve yanlışları var ...
Benim demem o ki ; maya bizde ....
Sonrası Rabbime emanet artık ...

Çocukluğumuzun en masum zamanlarının , müziğiyle bile bizi ekrana kilitleyen çizgi filmi ; Heidi  ...